-
1 arzu etmek
омтылу; теләү -
2 arzu etmek
v. desire, long, want, wish for, hope* * *desire -
3 arzu etmek
xwestin -
4 arzu etmek
шIоигъон, фэен -
5 arzu etmek
to wish, to desire, to fancy -
6 arzu etmek, istemek
-
7 arzu
arzu [uː] Wunsch m;arzu üzerine auf Wunsch;arzu etmek wünschen;-mek arzusunda olmak den Wunsch haben + inf;başka arzunuz sonst noch einen Wunsch? -
8 arzu
arzu s\arzu etmek sich wünschenne \arzu edersiniz? was wünschen Sie?, Sie wünschen?, was darf es sein?3) Wille mson \arzusu sein letzter Wille -
9 arzu
желание, мечтаarzu etmek - желать, мечтатьarzusında olmaq - иметь желание, мечту -
10 arzu
"wish, desire, longing. - etmek /ı/ to wish (for), want; to long (for), desire. -sunda olmak to have a wish (to do something). - üzerine on request." -
11 wish for
arzu etmek -
12 wish for
arzu etmek -
13 λαχταρώ
arzu etmek -
14 desire
arzu etmek, istemek; arzulamak,arzu, emel; istek, dilek; cinsel istek, arzu -
15 мріяти
arzu etmek, hayalğa qapınmaq -
16 desire
n. arzu, rağbet, şevk, istek; cinsel istek, iştah, ihtiras; isteme, rica etme; tutku; hırs, heves; şehvet; dilek————————v. arzu etmek, istemek, arzulamak, dilemek; imrenmek; rica etmek, yalvarmak* * *1. arzu (n.) 2. arzu et (v.) 3. istek (n.)* * *1. noun(a wish or longing: I have a sudden desire for a bar of chocolate; I have no desire ever to see him again.) arzu2. verb(to long for or feel desire for: After a day's work, all I desire is a hot bath.) arzu etmek- desirability -
17 wünschen
wünschen [vʏnʃən]jdm etw \wünschen birine bir şey dilemek;( ganz) wie Sie \wünschen nasıl istiyorsanız [o arzu ediyorsanız];ich wünsche, dass das sofort gemacht wird bunun hemen yapılmasını istiyorum;Sie \wünschen? arzunuz?, ne arzu edersiniz?;wen \wünschen Sie zu sprechen? kiminle konuşmak istiyorsunuz?;ich wünsche Ihnen gute Besserung/eine gute Reise size acil şifalar/iyi yolculuklar dilerim;sie wünschte, sie hätte das nie gesagt keşke bunu söylemeseydim diye düşündü;ich wünsche mir, dass... dilerim ki...;ich wünsche mich auf eine einsame Insel yalnız başıma bir adada olmayı isterdim -
18 want
n. ihtiyaç, arzu, gereksinim, lüzum, gereksinme, yokluk, fakirlik, istek————————v. istemek, arzulamak, talep etmek, arzu etmek, yoksun olmak, ihtiyacı olmak, gerektirmek, eksik olmak* * *[wont] 1. verb1) (to be interested in having or doing, or to wish to have or do (something); to desire: Do you want a cigarette?; She wants to know where he is; She wants to go home.) istemek2) (to need: This wall wants a coat of paint.) gerektirmek, istemek3) (to lack: This house wants none of the usual modern features but I do not like it; The people will want (= be poor) no longer.) eksiklik, yokluk2. noun1) (something desired: The child has a long list of wants.) istek, arzu2) (poverty: They have lived in want for many years.) yoksulluk, yokluk3) (a lack: There's no want of opportunities these days.) eksiklik•- wanted- want ad
- want for -
19 wish
n. dilek, istek, arzu, isteme, umut————————v. istemek, dilemek, umut etmek* * *1. dile (v.) 2. dilek (n.)* * *[wiʃ] 1. verb1) (to have and/or express a desire: There's no point in wishing for a miracle; Touch the magic stone and wish; He wished that she would go away; I wish that I had never met him.) istemek, dilemek2) (to require (to do or have something): Do you wish to sit down, sir?; We wish to book some seats for the theatre; I'll cancel the arrangement if you wish.) arzu etmek, istemek3) (to say that one hopes for (something for someone): I wish you the very best of luck.) dilemek, dilekte bulunmak2. noun1) (a desire or longing, or the thing desired: It's always been my wish to go to South America some day.) istek, arzu2) (an expression of desire: The fairy granted him three wishes; Did you make a wish?) dilek, istek3) ((usually in plural) an expression of hope for success etc for someone: He sends you his best wishes.) dilek, temenni•- wishing-well -
20 temennî
arapça تمنى istek, arzu. temennî edilmek arzu edilmek. temennî etmek arzu etmek.
См. также в других словарях:
arzu etmek — yürekten istemek Düşündüğüm, arzu ettiğim gibi saf bulduğum bu adama hürmet ederdim. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
arzu — is., Far. ārzū 1) İstek, dilek Kendi arzumla Anadolu ya gitmek kararını verdim. R. H. Karay 2) Heves İçimde nice zamandan kalma bir arzu var. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller arzu duymak arzusu kalmak arzu etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arzu duymak — birine veya bir şeye karşı istek duymak Koşmak, raksetmek, tehlikeli jimnastik hünerleri icra etmek arzuları duyuyordum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tilemek — arzu etmek, istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kösemek — arzu etmek III, 265 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
temennî — (A.) [ ﯽﻨﻤﺕ ] istek, arzu. ♦ temennî edilmek arzu edilmek. ♦ temennî etmek arzu etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
dilemek — i 1) Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek Yalnız bu hususta beni bağışlamanızı dilerim. M. Ş. Esendal 2) nsz Biri için bir dilekte bulunmak Karadakiler her lisandan hayırlı yolculuklar dilediler. R. H. Karay 3) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
özlemini duymak — yürekten istemek, arzu etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
can atmak — şiddetle arzu etmek, çok istemek Gözüne kestirdiği, daha doğrusu, suçlamak için can attığı birisi var. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürekten çağırmak — aşırı derecede arzu etmek, istemek Bu kadar yürekten çağırma beni / Bir gece ansızın gelebilirim. Şarkı … Çağatay Osmanlı Sözlük
köñüllenmek — gönüllenmek; (çocuk) düşünmek ve anlamak; arzu etmek, II I, 408 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini